Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 37,8646 | 37,9329 | |
EURO | 41,8133 | 41,8886 |
Bugün: | 2 |
Dün: | 113 |
Toplam: | 10252 |
Öğrenciler, sınav süreciyle karşılaşmadıkları müddetçe kendileri de kendini tanıyamamakta ve nasıl bir tepki göstereceklerini bilememektedirler.
Başlangıçta heyecanla yapılan programlar ve planlar süreç içerisinde sekteye uğramaktadır. Sürecin paydaşları olan öğrenci, veli, okul ve kurslar süreci kimi zaman doğru yönetememekte kimi zaman da yanlış yöntemler yüzünden öğrencinin çalışma alışkanlığından daha da uzaklaşmasına sebep olmaktadırlar. Karşımıza çıkan öğrenci modellerine göre aşağıdaki şekillerde yaklaşım sergileyebiliriz:
1. Öğrenci Modeli:
Çalışkan, hedefi olan, kendini sınav sonucuna adamış, çevresi çalışma dese de çalışacak olan, adanmışlık ruhuyla hareket eden görev adamlarıdır. Bu tip öğrencilere ufak bir destek, onları zirveye taşıyabilir. Bunaldıkları zaman rahatlayabilecekleri görüşmeler yapılmalı, zorlandıkları derslerde birkaç takviye ile desteklenmelidir. Bu öğrencilerin deneme sonuçları sürekli takip edilmeli, eksik ve hatalı oldukları noktalara öğrencilerin kendi dikkatleri çekilmelidir. Çünkü eksik ve hatalarını gördükleri takdirde hızlıca eksiklerini tamamlayacaklardır.
Bu öğrenciler, görev verilmesinden, kontrol edilmesinden ve öğretmenleri tarafından onaylanmaktan oldukça hoşlanan, başarı duygusunu bu şekilde tadan öğrencilerdir. Derece ve yüksek puanlar elde edebilecek potansiyele sahiptirler. Öğretmenlerin en çok sevdiği öğrenci tipleridirler.
2. Öğrenci Modeli
Bu öğrenciler, kendileri kariyer yaşamlarında iyi bir yere gelmek isteyip fakat iradelerine söz geçiremeyen, birilerinin kendilerini sürekli yönetmesini isteyenler bireylerdir. Hem sosyaldirler hem de istedikleri zaman çalışkan olabilen öğrencilerdir. Öğretmenlere ve eğitim koçlarına çok ciddi ihtiyaç hissederler. Bu öğrencilere ciddi bir takip yapmadığınız takdirde boşluğa düşerler ve çok çabuk dağılırlar. Bir hafta deli gibi çalışırken diğer haftanın çoğuna boş geçirebilecek tiplerdir.
Bu öğrenciler, olumlu pekiştireçlerle daha hızlı ilerlerler, eleştiri ve sürekli eksikliklerine dikkatlerini çektiğiniz takdirde çalışma istekleri de ortadan kaybolur ve bir daha toparlamak mümkün olmayabilir. Onun için bu öğrencilerle koç öğretmenlerinin ilişkilerinin daima canlı ve sürekli olması gerekir. Öğrencinin nazarına önce elde ettiği başarı ve yükselişler verilmeli, sonra eksik kısımlar konuşulmalıdır.
3. Öğrenci Modeli
Bu öğrenciler, sınav yılına kadar sınava hazırlığı kendisine amaç edinmemiş aile, okul ve çevrenin telkinleri ile sınava hazırlanmaya karar veren öğrencidir. Zorluklarla karşılaşınca sınava hazırlığı en çabuk bırakabilecek olan öğrencilerdir. Bu öğrencilerle sürekli ama küçük adımlarla ilerlemek gerekir, büyük hedefler konulunca ve büyük adımlar attırılmaya çalışılıp çokça ödevler verilince öğrenciler işin içinden çıkamayıp havlu atabilirler. Onun için bazı acemi eğitmenlerin motivasyon konuşmalarıyla gerçekçi olmayan ödevler verilip bu öğrenciler korkutmamalıdırlar. Öğrencinin seviyesine, o günkü kapasitesine ve yeterliliğine bakılarak ödevler verilmelidir. Bu tip öğrencilerde birinci amaç, öğrencinin sınav sürecinin içinde kalması sağlanmalıdır. Yani öğrencinin eğitim mekanını sevmesi sağlanmalıdır. Çünkü bu tip öğrencilerin aradıkları önemli noktalardan birisi de sosyalliktir ve mutlu olabileceği mekanlardır. Onun için bu öğrencilere eğitim öğretim mekanlarında güzel ve eğlenceli ortam sağlanmaya çalışılmalıdır.
Son yıllarda yukarıda saydığımız öğrenci modellerinin hepsini kapsayan genel bir talep de her şeyi evde kendi başına halletmeye çalışma isteğidir. Bu anlayış, öğrencilere çok şey kaybettirmekte ve destek alarak elde edebileceği yüksek başarıları rahatları uğruna kaybetmektedir. Maalesef öğrencilerin bu isteği, velilerimizi maddi giderler noktasında sorumluluktan kurtardığı için ebeveynlere tatlı gelmekte ve bu yönde karar verebilmektedirler. Halbuki velilerimiz, bilmelidir ki bu işin arka planında öğrencinin tek başına çalışmayı arzu etmesi, daha verimli olduğu için değil daha rahat olduğu ve karışanı, zorlayanı, keyfini kaçıranı olmadığı içindir.
Tüm öğrenci modellerinde uzman öğreticilerden destek alınmalı ve süreç beraberce yürütülmelidir. Unutmayalım, çocuklarımız ve gençlerimiz kendileri için her zaman doğru karar veremeyebilirler. Bizler onlara yol göstermekle mükellefiz. Onları hayatlarının en zor dönemlerinde yalnız bırakmamalıyız.
Fermani Özçelik
Eğitimci Yazar
Fermani Özçelik